hayko cepkin
  hayko cepkin-Radikal gazetesi(10 haziran 2007)
 

Eyvah, Hayko Cepkin!

Hayko Cepkin, ikinci albümü 'Tanışma Bitti'de korkulara odaklanıyor hem de ilk albümüne oranla daha sert altyapı ve liriklerle. Cepkin, 'Bu beyin kapasitesiyle benim yapabileceğim en iyi albüm bu' diyor !!
Hayko Cepkin, bundan iki sene önce evinde kaydettiği 'Sakin Olmam Lazım' albümünü çıkarmıştı. İlk albümü olmasına rağmen; video'su, sahne performansı, albüm fotoğrafları ve tavırlarıyla üzerine düşünülmüş işler yaptığı (ve yapacağı) çok belliydi. Hayko Cepkin 'marka' olma yolundaydı, hissediliyordu. Şimdi 'Tanışma Bitti' adlı albümünü çıkardı. (İkinci albümün 'Tanışma Bitti' isminden de ne kadar stratejik ilerlediğini ve aslında ince ince mesajlar gönderdiğini görebilirsiniz.) Politika olarak yeni albümdeki parçalarını önceki konserlerinde de söylemiş. Böylece yeni albümünde dinleyicisinin çoktan ezberlediği parçalara yer vermiş.
Hayko Cepkin'in, ne yaptığını çok iyi bilir bir hali var. Buna kendini iyi biliyor da diyebiliriz. Öyle konuşuyor ki, "Acaba üçüncü albümde ne yapacak bu adam?" diye geçiriyorsunuz kafanızdan. Bir kere sahne olayını çözmüş. Mikrofon başına dikilip sadece şarkıları sıralamıyor, kendi şovunu yapıyor.
İkinci albümde Hayko Cepkin, ilki kadar 'sakin' değil. Altyapıları ve lirikleriyle ilk albümden daha 'sert'. Korkulardan bahsediyor. Sözleri ve müziğiyle "Yüzde yüz içime sinen bir albüm oldu" diyor.

**İlk albümün arkasında bu kadar durmadın sanki?

-Evet, iyi ama benim istediğim gibi bir albüm değil dedim. Ama bu her şeyiyle arkasında durduğum bir albüm. Son yaptığın hep en kıymetlisi olur ya. Onun gibi. Yeni yapacağımın nasıl olacağını tasarlamadım ama bu albümün yeri çok başka.

**İki senedir konserler veriyorsun, hangi boşlukta yaptın parçaları?

-Birkaç tane hazır parça vardı. Konser dönemi içinde yaptığım parçalardı. 'Sıkı Tutun' eski bir parça. İlk albümden sonra yaptığım parçalar. İlk albümden sonra benim kafa yapımın değişmesiyle; düzenlemeleri değişmiş, biraz daha armoni kalıpları korkuya yönlenmiş şeyler oldu. İlk albümün konserlerinde bu albümdeki parçaları söymeye başladım. Albümün yedi parçası bilinir durumda.

**İlk albümde de oldukça deneyimli bir müzisyen izlenimin vardı. Eskiden beri bu piyasada olmanın dışında bu kadar kendinden emin durmanın nedeni nedir?

-Stratejim var. Hep planlıyımdır. 11 senelik klavyecilik geçmişim var. Mimar Sinan Konservatuvar Şan Opera'ya iki sene gittim. Sonra iki sene Timur Selçuk Müzik Okulu'nda armoni, solfej dersleri aldım. Bir sene de Akademi İstanbul'da piyano eğitimi aldım. Çalıştım. Alt Kemancı'da başladım çalmaya.

**Vokal yapıyor muydun o zamanlar?

-Back vokal yapıyordum. Ben maymun iştahlı değilim. Aslında gitarist olmak istedim ama gitara yoğunlaşamadım. Piyano eğitimi aldığım için piyanoya yoğunlaştım hep. Piyanoya çok çalıştım. Çok synth elektronik aletler kullanıyordum. Synth'i çalan bir klavyeci lazım olduğu zaman akla gelen ilk isimlerden oldum. Birçok kişiyle çalıştım. Koray Candemir, Aylin Aslım, Ogün Sanlısoy, Demir Demirkan'la çalıştım. Eğitim alabilirsiniz ama yaratıcı gücünüz yoksa patlarsınız. Kendimi denemek için, neler yapabileceğimi test etmek için piyasadaki arkadaşlarımdan akapella'larını istiyordum ve remix yapıyordum parçalarına. O mantaliteler beğenildi. Bandrollü albümlerde yer aldı. Benim çocuk yaşta başladığım işlerdi bunlar aslında. Takdir görüyordum.
Synth klavyeci azlığından dolayı bırakamadım çünkü yerime koyulacak kimse yoktu o zaman. Herkes sonra o sıralar kendi solo albümüyle ilgilenmeye başladı ve bir boşluk oldu. O boşlukta da ben yaptıklarımı EMI'ya götürdüm ve albüm çıkardım.

**Sahne şovunu nerede edindin?

-Klavyeciyken de öyle çalıyordum ben. Ben öyle çalmayı seviyorum. Beni klavyecilikten hatırlayan birisi için benim şu andaki halim enteresan gelmeyebilir. Ben klavyeyi de havaya kaldırıyordum, tuşları da kırıyordum. O hep vardı. Vokale gelince opera ve şan eğitiminden böyle bir tarza geçebileceğimi tahmin etmiyordum. Bana çok kudretli, deşarj edici geliyordu. Stüdyoda provalarda test ettim ve yapabileceğimi gördüm.

**Başka projelerin var mı sahne için?

-Çok daha enteresan şeyler olacak. Ben her yerde 'sahne özeldir' dedikçe sahne tasarımı yapan kişiler bana ulaşmaya başladı. Şu anda böyle bir ekiple tanıştım. Sahne için çok güzel projelerimiz var.
Kayıtların bir kısmını evde yapmışsın yine.
Davul ve vokal stüdyoda bu kez. Gitar, bas, klavyeler, sampler evde. Albüm yüzde 80 ev ama sağlam bir stüdyodan çok daha iyi.

**Neden stüdyodan daha iyi evde kayıt yapmak?

-Standart, Türkiye'de yapılan miks'lerden yapmadım ben. Türkiye'de bir davul sound'u vardır. Onu yaparlar. Vokal yüksek olsun, alttan da rock dönsün diye düşünülür. Melodi akılda kalıcıysa yeter mantığı var.

**Zaten müzik piyasasındaydın ama şimdi kendin için üretiyorsun. Neler değişti?

-O zaman da turneye çıkıyordum, şimdi de konser veriyorum. Yine dolaşıyorum. O tempo aynı. Ama sadece bu benim projem artık. Planları ben yapıyorum. Türkiye'de hemen kabul edilebilirliliği olmadığı için bir strateji uygulamam gerektiğini düşünüyorum. Ve daha yapmam gereken şeyler de var. Benim bir tezim var. Albümler çıkar, kişi karakterliyse değişmez ama çevresi değişir. Benim çevremde değişenler oldu.

**Cevabını bildiğimiz bir soru soralım. Türkiye'ye gelecek isimlerden hangisini iple çekiyorsun?

-Marilyn Manson (Radar Live, 2 Temmuz Pazartesi, Kilyos Solar Beach) kadar hiç kimsenin beni heyecanlardırmadığını gördüm.
Evanesence'ten (24 Haziran Pazar, Turkcell Kuruçeşme Arena) önce sahneye çıkacağım. O da iyi olacak ama Marilyn Manson beş dakika sahnede durup gitse bile bana yeter. Ölmeden görmek istiyorum.

roportaj:Müjde Yazıcı

 
  Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol